13 Ağustos 2015 Perşembe

Çeşme 2015

Güne iki hafta önce kadar gittiğim Çeşme seyahatimden notları sizlerle paylaşarak başlıyorum!

Kendimi bildim bileli yazları bir Ege sevdalısı olarak Didim ve Bodrum'da geçirdim diyebilirim. Fakat bunların yanı sıra Çeşme'nin, özellikle Alaçatı'nın azımsanamayacak kadar büyük bir yeri oldu bende. Tahmin edersiniz ki Alaçatı odak noktamız. Her sokağıyla, her mekanıyla bambaşka bir havası var Alaçatı'nın. Birbirinden renkli ve göz alıcı dizaynlarıyla cafe-restaurantları, birçok yerde bulamayacağınız gerek tasarım gerek ithal ürünleriyle mağaza ve dükkanları ile kısa tutmaya çalışacağım hızlandırılmış bir tura çıkarıyorum sizi.
 
 
 
 
Öncelikle şu sıralar orada olan veya gitme planı olanlara istedikleri restaurantlara ve hatta beachlere bile birkaç gün önceden rezervasyon yaptırmalarını tavsiye ediyorum. Aksi takdirde kimi zaman bizim gibi akşam yemeğini 23.00 sularında yemek zorunda kalabilirsiniz.

Gittiğiniz zaman dilimine göre değişiklik gösterse de yaz ayları boyunca sokaklar kelimenin tam anlamıyla tıklım tıklım. Yürümekte zorlanırken bir yandan tanıdıklarınızla karşılaşıp kısa sohbetler etmeye çalışıyorsunuz. Mekanlar ise haftasonları çok daha iyi performans gösterirken, yer bulmak da bir o kadar zorlaşıyor.


 
 
Gündüzleri  akın akın gidilen beachlerin bir çoğu Ayayorgi Koyu'nda bulunuyor. Sole&Mare, Paparazzi, KafePi, Babylon ve Marrakech gibi.

Beyaz konseptiyle iç açıcı bir atmosferi olan Sole&Mare, sanıyorum yıllardır buradaki en favori beach ünvanına sahip.

 
Eminim hepsinin ayrı bir güzelliği olsa da, Ovacık Mevkii'nde bulunan ve diğerlerine kıyasla çok daha izole bir koyda bulunan Before Sunset açık ara favorimiz olmayı başardı. Kumsal ve çim alanlarıyla, başarılı yemekleriyle ve Happy Hour atmosferiyle oldukça revaçta olan Before Sunset'e mutlaka önceden yer ayırtmanızı öneriyorum.




Altınkum'a gitme şansınız olursa Fun Beach, Laika ve tabii ki sezonun en in mekanlarından Fly-Inn'de denize girmeden dönmeyin. Fly-Inn denizin ortasındaki salıncağı ve deniz kıyısında bulunan sandalyeleriyle de sosyal medyada adından sıkça söz ettirdi zaten.



Yemek kısmına gelirsek; yıllardan beri klasikleşmiş Tuval'de bana kalırsa mutlaka oturmalısınız. Yemekleri oldukça lezzetli. Servisinde bir sıkıntı yaşamadık fakat en kalabalık sokaklardan birinde yer aldığını hatırlatırım. Yine de sokağın nabzını tutmak için oldukça ideal bir konumda.


Pizza için Kırmızı Ardıç Kuşu, Ege mutfağı için Kabak Çiçeği, özellikle balkabaklı tatlısı için Asma Yaprağı, sakız tatlısı diyince İmren Pastanesi ve vişne sükse spesiyaliyle Reyhan Pastanesi, keyifli bir kahve durağı arıyorsanız da Köşe ve Orta Kahve aklınızda bulunsun.



 
Yemek demişken Karaköy'ün en iyilerinden Bej'i, Yalıkavak şubesinin kapanmasından sonra Fly-Inn'de görüyoruz. Bej farkını Çeşme'de de hissetmek ve lezzetli yemeklerini tatmak ayrı bir keyifti. 
 
 
 
Tabii Hacımemiş'e uğramadan olmaz. Kapari Bahçe ve hemen karşısındaki Adı Memish Lounge benim en sevdiklerim arasına girdi. Yemekler ve servis oldukça başarılıydı. Hala Adı Memish'in Concord pastasını aklımdan çıkarabilmiş değilim!

Gece hayatı da Çeşme'nin vazgeçilmez bir unsuru. Gündüz beach hizmeti sunan bütün mekanlar akşam birer gece kulübüne dönüştüğü için seçmekte biraz zorlanabilirsiniz. Onlar arasında ise tavsiyem, özellikle haftasonu rezervasyon yaptırmayı unutmayıp Marrakech'e gitmeniz.

 

Ayayorgi haricinde Alaçatı Port'ta bulunan kulüpler veya restaurantlar da bu konuda oldukça iddialı. Hatta Ayayorgi'deki eğlence bitmiş ve siz hala devam etmek istiyorsanız Alaçatı Port'taki Otto sizi güneşi doğurmaya davet ediyor.

Sanatsever bir yer olan Alaçatı'nın sokakları birçok galeriye ve sanat eserine ev sahipliği yapıyor. Görmüş olduğunuz Galeri Kirli Çıkı'da yaklaşık iki hafta önce gittiğimizde Kedi sergisi yer alıyordu.








Kemalpaşa caddesine alternatif olarak, antikacılarıyla ünlü olan Hacımemiş'i, vintage sever biriyseniz mutlaka gezmelisiniz. Akşam saatlerinde bu pek mümkün olmayacağından gündüz gözüyle görmenizi öneririm.





 







Ünlü isimleri dinlemek isterseniz Çeşme Marina iyi bir fikir olabilir. Hayal Kahvesi bu konuda oldukça başarılı. Aynı zamanda Tuval ve Ferdi Baba gibi klasikleşmiş restaurantların burada da birer şubesi mevcut.


Bir diğer şey ise Alaçatı'nın birbirinden kaliteli butiklere ev sahipliği yapması. Bazen ve Burcu Tandoğan en çok aklımda kalanlar diyebilirim. Aşağıda görmüş olduğunuz ise Burcu Tandoğan'ın birçok yerli ve yabancı markalardan derleme ürünlere sahip mağazası. Gerçekten her biri ayrı keyifli ürünlerdi. İçerisinde Ban.do ve Reis Kuyumculuk'tan, Liff ürünlerine kadar çeşitli markaların ürünleri yer alıyor.






Kapanışı Kumrucu Erol'dan bir fotoğraf ile yapıyorum. Söylememe gerek var mı  bilmiyorum ama bu klasiği daha önce denemediyseniz mutlaka deneyin.

 
Bir de unutmadan benim gibi damla sakızı sever biriyseniz civardaki birçok yer damla sakızı macunu satıyor. Benim aldığım ürünlerin hepsi İmren Han pastanesinin kendi ürünleri ve oldukça lezzetli. İki çeşidini de farklı yerlerden aldığım damla sakızlı kurabiyeler ise o kadar lezzetli ki hiç bitmesin istedim. Onları da Ilıca'da ismini hatırlamadığım iki ayrı pastaneden aldım. Ilıca sakinlerine sorarsanız onlar eminim sizi yönlendirecektir.
 
 
Çeşme gerçekten her yönüyle büyük bir kitleye hitap ediyor. Mutlaka bir köşesinde kendinizde bir şeyler bulacağınız, capcanlı ve bir o kadar ihtişamlı sokaklarında kendinizi kaybetmeniz dileğiyle!
  
İyi tatiller :)
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder